Son yıllarda iklim değişikliğinin gıda güvenliği ve halk sağlığı üzerindeki etkileri üzerinde yürütülen araştırmalar giderek artıyor. Columbia Üniversitesi Mailman Halk Sağlığı Okulu’ndan yapılan yeni ve kapsamlı bir çalışma, küresel ısınma ile pirinçteki arsenik birikimi arasında kritik bir bağlantı olduğunu ortaya koydu. Dünya genelinde milyarlarca insanın temel besin kaynağı olan paddy pirincinde, 2°C’nin üzerindeki sıcaklık artışı ve atmosferdeki karbon dioksit yoğunluğunun yükselmesiyle, pirinç tanelerinde bulunan inorganik arsenik seviyelerinin ciddi oranda yükseleceği öngörülüyor. Bu bulgu, iklim değişikliğinin doğrudan halk sağlığı risklerine dönüşebileceğini göstererek alarm zillerini çalıyor.
İnorganik arsenik (iAs), birçok kanıtlanmış toksik etkisiyle sağlık üzerinde adeta gölge düşüren bir kimyasal. Uzun süreli maruz kalmalarda pek çok kanser türü, kardiyovasküler hastalıklar ve metabolik bozukluklara yol açabilmekte. Ancak bugüne dek, iklim değişkenlerinin pirinç bitkisinde arsenik birikimi üzerindeki dinamik etkileri tam anlamıyla netleşmemişti. Columbia Üniversitesi, Johns Hopkins Bloomberg Halk Sağlığı Okulu ve Çin Bilimler Akademisi ortaklığıyla yürütülen bu çalışmada, Gelecekteki Atmosferde Serbest Alan CO2 Zenginleştirme (FACE) teknolojisi kullanılarak iklim değişikliğinin etkileri deneysel olarak simüle edildi. Çalışma, on yılı aşkın sürede 28 farklı pirinç çeşidini kapsamış ve böylece genetik ve çevresel varyabilite detaylı şekilde ele alınmış oldu.
Baş araştırmacı Dr. Lewis Ziska, topraktaki arsenik biyo-yararlanabilirliğinin artmasının gözlenen bulguların temel mekanizması olduğunu ifade ediyor. İklim değişikliğinin getirdiği toprak kimyasındaki değişimler; redoks potansiyelindeki farklılıklar, mikrobiyal aktivitenin değişimi gibi faktörler, pirinç tarlalarındaki su altında arsenik bileşiklerinin daha kolay bitki köklerine taşınmasını kolaylaştırıyor. Böylece, insanların en fazla zarar gördüğü arsenik formu olan inorganik arsenik, pirinç tanelerinde daha yüksek seviyelere ulaşıyor. Bu süreç, iklimle tetiklenen jeokimyasal değişimlerin ekosistem içindeki etkilerini gözler önüne seriyor.
Toksikolojik açıdan bakıldığında, kronik inorganik arsenik maruziyeti sağlık üzerinde büyük bir yük oluşturuyor. Epidemiyolojik çalışmalar, arsenik tüketiminin akciğer, mesane ve deri kanserleriyle güçlü bağlantılarını ortaya koydu. Ayrıca, kalp hastalıkları, diyabet, nörogelişim bozuklukları, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve gebelik komplikasyonları gibi sağlık sorunları da arsenik maruziyetiyle ilişkilendiriliyor. Güney Çin, Güneydoğu Asya ve Güney Asya bölgelerinde yaşayan topluluklar, şimdiden önemli arsenik maruziyetine sahip pirinç tüketimleri nedeniyle ek hastalık yükü taşıyor. İklim değişikliğinin bu durumu ağırlaştırması bekleniyor.
Araştırma, Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından sağlanan pirinç tüketim verileri ile arsenik birikimi ölçümlerini bir araya getirdi. ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) toksikoloji parametreleri temel alınarak yapılan risk modellemesi, Bangladeş, Çin, Hindistan, Endonezya, Myanmar, Filipinler ve Vietnam’daki yedi ülke için pirinç kaynaklı arsenik maruziyetinin kanser ve kanser dışı risklerini öngörmeyi mümkün kıldı. Probabilistik modelleme yaklaşımı, bireyler arası tüketim farklılıklarını standart sapma değerleriyle hesaba katarak sonuçların güvenilirliğini artırdı.
Özellikle 2050 yılına kadar arsenik kaynaklı kanser vakalarında beklenen kayda değer yükseliş oldukça dikkat çekici. Modeller, Çin’de sadece pirinçteki arsenik nedeniyle 13,4 milyon yeni kanser vakası ortaya çıkabileceğini öngörüyor. Bu potansiyel artış, özellikle Asya’da halk sağlığı üzerinde monumental bir yük anlamına geliyor. Hükümetler, sağlık otoriteleri ve politika yapıcılar için acil müdahale gerektiren bir durum ortaya çıkıyor.
Araştırmacılar, artan sağlık risklerini azaltmak için çok yönlü stratejiler öneriyor. Bitki ıslahı alanında geliştirilecek pirinç çeşitleri, arsenik alımını azaltarak tanelerdeki toksik madde seviyesini sınırlayabilir. Toprak ve su yönetimi tekniklerinde iyileştirmeler; örneğin sürekli su altında tutmak yerine aralıklı sulama uygulanması, toprak kimyasını değiştirerek arsenik biyo-yararlanabilirliğini azaltabilir. Hasattan sonraki işleme süreçlerinin geliştirilmesi de polisaj aşamasında arsenik içeriğinin düşürülmesine katkı sağlayabilir.
Kamu sağlığı açısından ise farkındalık artırma faaliyetleri ve tüketici eğitimi büyük önem taşıyor. Arseniğin sağlık risklerinin toplumda bilinmesi, pirince aşırı bağımlılığı azaltmak ve beslenme çeşitliliğini teşvik etmek için atılması gereken adımlardan biri. Ayrıca düzenli arsenik maruziyeti takibi yaparak risk altındaki grupların belirlenmesi, hedefe yönelik müdahalelerin gerçekleştirilmesi bakımından kritik bir yöntem. İklim değişikliği adaptasyonu ve gıda güvenliği politikalarının birleştiği bu alan, disiplinlerarası işbirliği ve kaynak ayrımını mecburi kılıyor.
Columbia Üniversitesi’nin FACE tesislerinde gerçekleştirilen deneysel tasarım, iklim değişikliğinin tarımsal toksinler üzerindeki etkilerini tahmin etmek isteyen araştırmalar için örnek bir model sunuyor. Arazi verileri ile gelişmiş risk değerlendirme modelleri arasındaki entegrasyon, karmaşık halk sağlığı tehditlerini bütüncül şekilde değerlendirmek için gereken yaklaşımı temsil ediyor. Bu araştırma, iklim ve gıda arasındaki yeni ve kritik bir bağlantıyı bilimsel literatüre ekliyor.
Arsenik birikimi meselesi yalnızca Asya ile sınırlı kalmayacak. Özellikle düşük gelirli ülkeler ve iklim değişikliğine en açık bölgeler için önümüzdeki yıllarda küresel bir sorun haline gelme riski taşıyor. Gıda kaynaklı arsenik maruziyetlerinin anlaşılması ve çözülmesi, küresel sağlık direncini artırmak için kaçınılmaz hale geliyor. Çevresel sağlık girdilerinin iklim politikalarında önceliklendirilmesi, insan refahı için vazgeçilmez bir yaklaşım.
İklim değişikliğiyle hızlanan bu sürecin, “görünmez bir kriz” şeklinde tarif edilebilecek yeni bir sağlık tehdidi doğurması olası. Erken ve etkili önlemler alınmazsa, pirinç yoluyla artan inorganik arsenik maruziyeti milyonlarca kişide kanser, kardiyovasküler hastalık, diyabet ve nörolojik bozuklukların yaygınlaşmasına yol açacak. Bu çerçevede, tarım uzmanları, çevre bilimciler, halk sağlığı profesyonelleri ve politika yapıcıların ortak çalışması sürdürülebilir çözümler üretmek açısından hayati önem taşıyor.
Sonuç olarak, Mailman Halk Sağlığı Okulu’nun araştırması, insan eliyle gerçekleşen iklim değişikliği faktörlerinin, temel gıda kaynaklarında toksin birikimini artırma potansiyelini ortaya koyuyor. Yükselen sıcaklıklar ve atmosferde artan CO2 sadece ürün verimini değil, besin kimyasını da derinden etkileyerek dünya genelinde sağlık için yeni tehlikeler yaratıyor. Bilimsel temelli, koordineli bir yaklaşım olmaksızın, önümüzdeki yıllarda gıda güvenliği ve halk sağlığı alanında ciddi bedeller ödenebilir.
—
Araştırma Konusu: İklim değişikliğinin pirinçteki arsenik konsantrasyonlarına ve buna bağlı Asya’daki diyet kaynaklı sağlık risklerine etkisi.
Makale Başlığı: Impact of climate change on arsenic concentrations in paddy rice and the associated dietary health risks in Asia: an experimental and modelling study.
Web References: www.mailman.columbia.edu
Anahtar Kelimeler: Sağlık ve tıp, Pirinç, Çevresel sağlık, Karbon dioksit, Asya, İklim değişikliği azaltımı, Halk sağlığı, Kanserojenler, Hava durumu