Bakan Yumaklı’dan ÇKS ve Don Desteği Açıklaması

admin
By admin
7 Min Read
Disclosure: This website may contain affiliate links, which means I may earn a commission if you click on the link and make a purchase. I only recommend products or services that I personally use and believe will add value to my readers. Your support is appreciated!

Türkiye’de son yıllarda çiftçilerin karşı karşıya kaldığı en büyük sorunlardan biri olan zirai don, üreticilerin ürünlerine ciddi zararlar veriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı bu soruna çözüm getirmek amacıyla önemli bir destek paketi açıkladı. Bakan İbrahim Yumaklı’nın yaptığı açıklama, zirai don sigortası olmayan ancak Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı olan üreticilere yönelik yapılacak harcama desteğini gündeme taşıdı. Bu destek, zarar gören mahsullerinin üretimi için yapılan masrafların hasar oranında karşılanmasını hedefliyor. Peki, bu yardım kapsamına alınan iller hangileri? Çiftçiler için ne anlam ifade ediyor? Haber360.com ekonomi editörleri olarak bu kapsamlı desteği tüm detaylarıyla ve yorumlarıyla sizler için derledik.

Zirai don nedeni ile çeşitli illerde tarım üreticileri büyük kayıplar yaşadı. Özellikle mevsim normallerinin çok altında seyreden gece sıcaklıkları, bitkilerin gelişim sürecinde büyük aksamalara neden oldu. Bu tür hava olayları, bağ-bahçe, sebze ve meyve ürünlerinde verim kaybına yol açıyor. Hasar gören ürünler nedeniyle çiftçiler ekonomik olarak ciddi zorluklarla karşı karşıya geldi. Her ne kadar zirai don sigortası çözüm sunmaya çalışsa da, sigortası olmayan pek çok çiftçi için ekonomik destek büyük önem taşıyor. İşte bu noktada açıklanan destek paketi, mağduriyeti en aza indirmenin amacını taşıyor.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın açıklaması, çiftçilerin beklentilerine önemli ölçüde cevap veriyor. Bakan, “Zirai don sigortası olmayan ancak Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı üreticilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamaları, hasarı oranında karşılayacağız” diyerek yeni desteğin detaylarını ortaya koydu. Bu açıklama, sigortasız çiftçilere yönelik bir güvence sağlıyor. Zira sigorta primlerini karşılayamayan veya sigortayı tercih etmeyen küçük ölçekli üreticiler için oldukça önemli bir sosyal destek niteliği taşıyor.

Peki, bu destek hangi illerde geçerli olacak? Bakanlık tarafından belirlenen liste, zirai donun ciddi hasar yarattığı illeri kapsıyor. Ağırlıklı olarak İç Anadolu, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde bulunan iller destek programına dahil edildi. Öne çıkan iller arasında Konya, Aksaray, Niğde, Eskişehir, Bursa, Sakarya, Düzce, Bolu gibi tarımsal üretimin yoğun olduğu merkezler bulunuyor. Bu illerde yetiştiricilik yapan çiftçiler, destek kapsamında yaptıkları yatırım ve giderleri belirlenen oranlarda geri alabilecekler.

Zirai don desteği sadece ekonomik bir yardım değil, aynı zamanda tarımsal üretimde sürdürülebilirliğin ve tarımda devamlılığın sağlanması açısından da büyük önem taşıyor. Üreticilerin yüzünü güldüreceği düşünülen bu destek, çiftçilerin yaşadıkları kayıplar karşısında umudunu artırıyor. “Çiftçi üretsin, ülke kalkınsın” prensibinden hareketle atılan bu adım, tarım sektöründe pozitif bir ivme yaratabilir. Ancak uygulamada karşılaşılabilecek zorluklar ve idari süreçler de göz önünde bulundurulmalı.

Hasarın tespiti ve destek ödemelerinin yapılması süreci sadece çiftçilerin başvurularıyla sınırlı kalmayacak. Bakanlık, zarar tespit çalışmalarını yerinde yapacak, kalite ve miktar bazına göre ziyan oranlarını belirleyecek. Bu kapsamda tarım uzmanları, il ve ilçe müdürlükleri aktif görev alacak. Böylece hem desteklerin doğru kişi ve üretime ulaşması sağlanacak, hem de olası suiistimallerin önüne geçilecek. Ancak bu sistemin hızlı ve etkin işlemesi, çiftçilerin gözüyle süreçlerin nasıl şeffaflaştırılacağına dair beklentiler de oluşmakta.

Zirai don sigortası olmayanlar için açılan bu destek programı, aslında sigorta farkındalığını artırmayı da hedefliyor. Uzmanlar, destekle birlikte çiftçilerin sigorta yaptırma alışkanlığı kazanarak geleceğe yönelik risklere karşı daha hazırlıklı hale geleceğine dikkat çekiyor. Ancak bu geçiş sürecinde devletin sağladığı mali destek, kırsal ekonomik şartların iyileştirilmesi çabalarına katkı sunmalı. Aksi halde kısa vadeli yardım kalıcı çözüm yaratmaya yetmeyebilir.

Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı olmanın önemi ise bu destek kapsamında daha da netleşiyor. Kriterlerin başında yer alan bu kayıt, hem devletin doğru adreslemeyi sağlaması hem de çiftçinin resmî destek haklarını kazanabilmesi için kritik. Dolayısıyla ÇKS kayıtlarının güncel ve doğru tutulması, çiftçiler açısından büyük avantaj. Aksi durumda desteklerden faydalanma şansı azalıyor. Bu yüzden İl ve İlçe Tarım Müdürlüğü tarafından sağlanan rehberlik ve bilgilendirme faaliyetlerinin artırılması gerekiyor.

Destek miktarları ve ödemelerin takvimi gibi teknik detaylar henüz tam netlik kazanmasa da gayri resmi açıklamalar, harcamaların hasar oranı ile orantılı olarak karşılanacağını söylüyor. Bu durum çiftçilerin zararlarını tamamen karşılamak yerine bir nebze olsun rahatlamalarını amaçlıyor. Desteklerin zabıt tutulmuş resmi tespitlere dayanması ve harcamaların belgelenmesi gerekeceği için, sertifikalı tarım mesineleri ve masrafların düzgün kaydı büyük önem kazanıyor. Aksi takdirde hak kayıpları yaşanabilir.

Bakanlığın, destek programını geniş kitlelere ulaştırmak için tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri de başlatması bekleniyor. Çiftçi dernekleri, Ziraat Odaları ve Tarım Kooperatifleri de bu sürecin önemli paydaşları arasında yer alıyor. Onların çiftçilere yapacağı yönlendirmeler, bilinci artırarak başvuru sayısını yükseltebilir. Böylece gerçek anlamda mağdur olup destek alamayanların sayısı azaltılabilir. Öte yandan yerel basın ve dijital platformlar üzerinden yapılacak geniş kapsamlı iletişim kampanyaları da önemli.

Sonuç olarak, zirai don nedeniyle zarar gören çiftçilere yönelik bu destek, hem ekonomik hem psikolojik açıdan umut veriyor. Üreticiler, tarımsal faaliyetlerine devam edebilmek için gereken kaynakları kısmen de olsa devletin katkısı ile temin edecekler. Elbette, bu gelişmenin kalıcı pozitif etkileri olması için yönetim süreçlerinin şeffaf, hızlı ve etkili olması şart. Aksi takdirde, çiftçilerin beklentileri boşa çıkabilir. Bu nedenle ilgili kurumların iş birliği ve koordinasyonu hayati öneme sahip.

Uzun vadede ise zirai donun etkilerini azaltmak adına teknolojik ve bilimsel önlemlerin artması gerekiyor. Tarımda iklim değişikliğinin etkileri düşünüldüğünde, özel don önleyici sistemlerin yaygınlaştırılması ve bilginin çiftçilere aktarılması büyük önem taşıyor. Devlet desteklerinin yanı sıra, bölgesel bazda eğitim faaliyetlerinin ve teşviklerin artırılması; zirai riskleri minimize etmek için kritik adımlardan biri olarak öne çıkıyor.

Çiftçilerimize yönelik bu yeni destek paketi, tarım ekonomisini ayakta tutmak ve üreticilerin mağduriyetini azaltmak için atılmış önemli bir adım. Ancak, uygulama ve takip sürecinin sağlam temellere oturtulması gerekiyor. Bu sayede çiftçilerimiz, don gibi doğal afetlerin yarattığı yıkımlara karşı daha dirençli hale gelecek ve ülkemiz tarım sektörü daha sürdürülebilir bir yapı kazanacak. Bu gelişmelerin yakından izlenmesi, gelecek yıllarda yön verici olacaktır.

Share This Article
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir