Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Doğu Karadeniz Bölgesi için hazırlanmış olan 5 yıllık Eylem Planı kapsamında, 2028 yılına kadar toplamda 158 farklı proje için 394 milyar lira kaynak aktarılacağını açıkladı. Bu açıklama, bölgenin ekonomik, sosyal ve teknolojik açıdan kalkınması yönünde atılan önemli adımların somut göstergesi olarak nitelendiriliyor. Bakan Kacır, planın sadece yatırımlardan ibaret olmadığını, aynı zamanda bölgedeki istihdam ve üretim dinamiklerini güçlendirmeye yönelik kapsamlı stratejiler içerdiğini belirtti. Böylece Doğu Karadeniz’in potansiyeli en iyi şekilde değerlendirilmeye çalışılacak.
Bölgesel kalkınma planlarının başarısı, sadece ayrılan kaynaklarla değil, bu kaynakların etkin yönetimi ve amaçlara yönelik doğru projelerle hayata geçirilmesiyle mümkün olmaktadır. Bakanlığın belirttiği 394 milyar liralık bütçe, rakamsal olarak oldukça yüksek görünse de, bu yatırım tutarının bölge için nasıl şekillendirileceği ve önceliklerin nasıl dağıtılacağı büyük önem taşıyor. Doğu Karadeniz, doğal zenginlikleri, tarım ve turizm potansiyeliyle Türkiye için stratejik bir alan olarak öne çıkıyor. Ancak bölge sosyoekonomik göstergeler açısından ülke ortalamasının altında kalmıştı. İşte bu noktada, açıklanan plandaki projelerin bölgenin sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlaması hedefleniyor.
Plan dahilindeki projelerin çeşitliliği dikkat çekiyor. Tarım ve ormancılık başta olmak üzere, sanayi yatırımları, altyapı geliştirmeleri, eğitim ve teknoloji odaklı projelerle Doğu Karadeniz’in hem ekonomik hem de sosyal altyapısının güçlenmesi hedefleniyor. Örneğin fındık üretiminin artırılması ve katma değerinin yükseltilmesi için yeni tesisler inşa edilecek, yerel girişimcilerin desteklenmesi amaçlanacak. Bu sayede bölge ekonomisinin daha dayanıklı ve sürdürülebilir hale gelmesi bekleniyor. Ayrıca, bölgenin coğrafi zorlukları gözetilerek ulaşım ve lojistik projeleri de önemli bir yer tutuyor.
Teknoloji ve yenilikçilik alanındaki yatırımlar da planın önemli bir parçasını oluşturuyor. Bakan Kacır’ın açıklamalarına göre, genç nesillerin teknolojiye olan ilgisini artırmak amacıyla eğitim projeleri desteklenecek, bölgedeki teknoloji altyapısı güçlendirilecektir. Bu adımlar, Doğu Karadeniz’in Türkiye’nin teknoloji üretiminde söz sahibi illeri arasında yer almasını hedefliyor. Bölgenin genç iş gücüne yeni fırsatlar sunması, göçün engellenmesi ve sosyal refahın artması açısından kritik önemde. Aynı zamanda bölgedeki üniversite-sanayi iş birliği projelerinin artırılması hedefleri arasında.
Yatırım bedelinin büyüklüğü ve projelerin çokluğu, kamu-özel sektör iş birliğinin önemini bir kez daha gündeme getiriyor. Bakanlık, kaynakların sadece kamu tarafından değil, özel sektörün de katkılarıyla etkin biçimde kullanılacağına vurgu yapıyor. Bu da projelerin gerçekleştirilme hızını ve vatandaşların somut faydalarını artıracak. Doğu Karadeniz’deki yatırımların sadece üretim ve istihdam yaratmakla kalmayıp, bölgenin sosyal doku ve yaşam kalitesine de pozitif etki sağlayacağı öngörülüyor.
Ancak böylesine kapsamlı bir eylem planının başarıya ulaşması için sadece finansman yeterli değil. Yönetim, koordinasyon ve denetim mekanizmalarının kusursuz işlemesi gerekiyor. Bölgedeki yerel yönetimler, kamu kurumları, sivil toplum örgütleri ve özel sektör arasında güçlü bir iş birliği ve iletişim ağı kurulmalı. Ayrıca, bölgenin özgün ihtiyaçları ve dinamikleri sürekli takip edilmeli, planlarda esneklik sağlanarak gerekirse revizyonlar yapılabilmeli. Bu sayede projelerin uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği teminat altına alınmış olur.
Doğu Karadeniz’in ekonomik geleceğinde bir diğer kritik alan ise çevresel sürdürülebilirlik. Yatırımlar gerçekleştirilirken doğal kaynakların korunması ve çevreye duyarlı uygulamaların benimsenmesi gerekiyor. Bakanlığın açıklamalarında da bu konuya dikkat çekilmesi memnuniyet verici. Bölgedeki ormanlar, su kaynakları ve biyolojik çeşitlilik hem yerel halkın hem de ülke için büyük önem taşıyor. Doğal güzelliklerin korunması, turizm potansiyelinin değerlendirilmesiyle bölgenin sürdürülebilir kalkınmasına katkı sunacak.
Plan kapsamında yer alan projelerin istihdam üzerindeki etkisi de önemle vurgulanıyor. Yeni iş alanları yaratılması, bölgedeki işsizlik oranlarının düşürülmesine katkı sağlayacak. Özellikle genç nüfusun iş gücüne katılımı desteklenecek. Mesleki eğitim ve beceri geliştirme programlarının artırılacağı belirtiliyor. Böylece iş gücü piyasasının ihtiyaçlarına uygun nitelikli eleman yetiştirmek mümkün olacak. Bu da bölgenin üretim kapasitesinin artmasına doğrudan yansıyacak.
Bir diğer dikkat çeken nokta, bölgesel iç dinamiklerin güçlendirilmesi ve yerel ekonominin canlandırılması yönünde yapılan vurgu. Kendi kendine yeten bir ekonomik yapının oluşturulması, bölge halkının sosyal refahını artıran önemli unsurlardan biri olacaktır. Yerel girişimciler, KOBİ’ler ve tarımsal üreticilere yönelik desteklerin artırılacağı ve yenilikçi iş modellerinin teşvik edileceği belirtiliyor. Bu da ekonomik çeşitliliği artırarak riskleri azaltacak ve bölgenin krizlere karşı olan dayanıklılığını yükseltecektir.
Eylem planının teknoloji ve inovasyon alanındaki yatırımları ayrıca bölgenin müreffeh geleceğinin anahtarı olarak görülüyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın stratejileri doğrultusunda, Doğu Karadeniz’de Ar-Ge merkezlerinin kurulması, start-up ekosisteminin desteklenmesi ve dijital dönüşümün hızlandırılması planlanıyor. Bu kapsamda sağlanacak altyapı yatırımları, bölgeyi Türkiye’nin yenilikçi merkezlerinden biri haline getirebilir. Gençlerin ve kadınların teknoloji alanına katılımının artırılması, toplumsal cinsiyet eşitliği hedefleriyle de örtüşecek.
Doğu Karadeniz’e ayrılan kaynağın büyüklüğü ve projelerin çokluğu, bölgenin kalkınması için büyük bir fırsat sunuyor. Ancak bu fırsatın iyi değerlendirilmesi için kapsamlı stratejik planlama, disiplinli uygulama ve sürekli izleme şart. Mali kaynakların etkin kullanımı ve yatırım süreçlerindeki şeffaflık vatandaş güveni açısından da kritik. Bakan Kacır’ın açıklamaları, projelerin toplumun geniş kesimleri tarafından benimsenmesini sağlamak amacıyla katılımcı yönetim anlayışının benimsendiğini gösteriyor.
Sonuç olarak, Doğu Karadeniz 5 yıllık Eylem Planı yatırım ve proje adedi açısından Türkiye’nin bölgesel kalkınma tarihine önemli bir örnek olarak geçti. Bölgeye sağlanacak 394 milyar liralık kaynak, sadece ekonomik büyüme değil, aynı zamanda sosyal adalet, çevre koruma, teknoloji gelişimi ve istihdam artışı perspektifini birlikte taşıyor. Doğu Karadeniz’in hak ettiği seviyede kalkınması için atılan bu adımlar, uzun vadeli planlama, etkili yönetim ve bölge halkının aktifleştirildiği bir süreçle başarıya ulaşabilir. Bakanlığın bu anlamdaki kararlılığı ve kapsamlı yaklaşımı umut verici görünüyor.