Nisan 2025 MSK Araştırma Çığırları Özetleri

admin
By admin
8 Min Read
Disclosure: This website may contain affiliate links, which means I may earn a commission if you click on the link and make a purchase. I only recommend products or services that I personally use and believe will add value to my readers. Your support is appreciated!

Son yıllarda Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi (MSK), kanser biyolojisi ve gelişim bilimi alanlarında önemli keşiflere imza atarak akut miyeloid lösemi (AML) direncinin altında yatan mekanizmalar, beyin morfogenezi ve orta yaşta ortaya çıkan sağlık koşulları ile kanser riski arasındaki karmaşık ilişkiler hakkında kritik bilgiler sundu. Bu araştırmalar, hastalıkların ilerleyişini anlama kapasitemizi artırmanın yanı sıra, gelecekteki tedavi stratejileri ile halk sağlığı uygulamalarında önemli değişikliklere yol açma potansiyeline sahip. Ayrıca MSK’nın klinik çalışmaları, NTRK gen füzyonlu kanserler için geliştirilmiş yenilikçi bir hedefe yönelik terapötik ilaç olan larotrekinib’in FDA tarafından tam onay almasında kilit rol oynamıştır.

Kanser biyolojisinin ön saflarında yer alan MSK bilim insanları, AML’nin kalıcılığına ve tedaviye direnç göstermesine neden olan gizli bir “uyku halinde” lösemi kök hücre (LSH) popülasyonunu tanımladı. Hem çocuklar hem de yetişkinlerde önemli bir kanser türü olan AML’de, bu hücreler mevcut klinik tanı ve tedavi yöntemlerinden kaçmakta, böylece hastalığın sıklıkla nüks etmesine yol açmaktadır. Bu hücrelerin düşük sayıda ve quiescent (uyku halinde) olması, tespit edilmelerini ve yok edilmelerini güçleştirirken, mutlak yeni moleküler hedeflerin bulunmasını zorunlu kılmaktadır.

Dr. Alex Kentsis liderliğinde, ilk yazarlığını Dr. Sumiko Takao’nun yaptığı çalışma, single-cell analizi ve moleküler profilleme teknikleri kullanılarak bu quiescent LSH’ları düzenleyen kritik faktörleri ortaya koydu. Araştırma, özellikle transkripsiyon faktörü JUN’un bu hücrelerin uykuda kalmasını sağlamakta ve ilaç direncine katkıda bulunmakta olduğunu gösterdi. JUN’un rolünün ortaya konması, AML tedavisinde kök hücre quiescence yolaklarını engellemenin nüksi önleyebileceğini vurgulayarak mevcut paradigmada önemli bir değişimi temsil ediyor. Ayrıca, MYB gibi bir diğer transkripsiyon faktörünün de aktif olarak ilaç geliştirme çalışmalarına konu olması, ilerde kök hücre quiescent durumuna yönelik tedavilerin mümkün olabileceğini düşündürüyor.

Dr. Kentsis, AML tedavisinde quiescence kaynaklı direncin aşılmasının temel bir engel olduğunu ve bu moleküler yolların hedeflenmesiyle hastaların yaşam kalitesinin ve tedavi başarılarının artacağını vurguluyor. Nature Communications’ta yayımlanan bu detaylı çalışma, quiescent kanser kök hücrelerinin göz ardı edilmesinin önemli tedavi başarısızlıklarına yol açtığını göstererek gelecekteki tedavi tasarımlarını yeniden şekillendirmeye zemin hazırlıyor.

Kanser araştırmalarının ötesinde, MSK bilim insanları gelişmekte olan memeli beyninin en erken evrelerini single-cell RNA dizileme teknolojisiyle araştırdı. Bu gelişmiş teknik, bireysel hücrelerdeki gen ifadelerinin dinamiklerini kalite olarak daha önceki çalışmalara kıyasla çok daha ayrıntılı şekilde ortaya koyuyor. Araştırma, planar bir tabaka halinde bulunan kranial nöral plakanın embriyonik beyin mimarisini şekillendiren kapalı bir sinir tüpüne dönüşümünü inceliyor.

Dr. Eric Brooks’un liderliğinde ve kıdemli yazar Dr. Jennifer Zallen’in katkılarıyla gerçekleştirilen çalışma, fare embriyolarında altı ardışık gelişim aşamasında gen ifade haritası oluşturdu. Bu harita, sadece bilinen gelişimsel genlerin işlevlerini doğrulamakla kalmıyor, aynı zamanda beyin düzenlenmesinde rol oynayabileceğine inanılan yeni aday genlerin ortaya konmasını da sağlıyor. Özellikle Sonic hedgehog sinyal yolunun bu morfogenetik süreçte kilit düzenleyici olarak tanımlanması, embriyonik eksen boyunca hücre kaderlerini ve mekansal düzenlemeyi garanti altına alan kritik bir mekanizmayı gözler önüne seriyor. Dr. Dana Pe’er’in hesaplamalı biyoloji laboratuvarıyla yapılan iş birliği, karmaşık verilerin analitiğini güçlendirerek araştırmanın derinliğini ve güvenilirliğini artırdı.

The eLife dergisinde yayımlanan bu çalışma, gelişimsel nörobiyolojide metodolojik ve kavramsal bir atılım olarak değerlendiriliyor. Araştırma, sadece beyin oluşumundaki temel mekanizmaları anlamakla kalmıyor, aynı zamanda gelecek fonksiyonel çalışmalara da rehberlik edecek sağlam bir çerçeve sunuyor.

Epidemiyolojik alanda MSK ekipleri, orta yaşta ortaya çıkan sağlık sorunlarının kanser riski üzerindeki etkisini değerlendirdi. Prostat, Akciğer, Kolorektal ve Over (PLCO) Kanser Tarama çalışmasına katılan 55-74 yaş aralığında yaklaşık 130.000 yetişkinin verileri titizlikle analiz edilerek, solunum, kardiyovasküler, metabolik ve karaciğer hastalıklarının belirli kanser tipleriyle ilişkileri irdelendi. Geniş katılımcı sayısı ve uzun süreli takip sonucu, elde edilen bulguların gücüne ve geçerliliğine önemli katkı sağladı.

Araştırmada öne çıkan önemli sonuçlardan biri, önceden var olan karaciğer hastalıklarının karaciğer kanseri riskini belirgin şekilde artırması oldu. Ayrıca tip 2 diyabet ve obezite gibi metabolik rahatsızlıkların, bazı kanser türlerinde riski yükseltirken diğerlerinde ise düşürdüğüne dair karmaşık ilişkiler tespit edildi. Bu durum, inflamasyon ve metabolik dengenin hem organ spesifik hem de sistemik düzeyde kanser gelişimini nasıl etkilediğine dair yeni hipotezlerin geliştirilmesine olanak tanıyor.

Çalışmanın baş epidemiyoloğu Jessica Lavery, bu verilerin klinik uygulamalar açısından dönüştürücü potansiyele sahip olduğunu belirterek, kanser tarama programlarının sadece geleneksel risk faktörlerine değil aynı zamanda hastaların eşlik eden sağlık durumlarına göre kişiselleştirilmesi gerektiğini savunuyor. Bu çok boyutlu risk sınıflandırması, özellikle yüksek risk altındaki popülasyonlarda erken tanı ve önleyici onkoloji yaklaşımlarını güçlendirebilir.

Temel ve epidemiyolojik araştırmaların yanı sıra MSK’nın klinik deneme altyapısı, hedefe yönelik kanser tedavilerinde devrim niteliğinde bir adım olan larotrekinib (Vitrakvi®) isimli ilacın hızlı geliştirilmesini mümkün kıldı. Nisan 2025’te FDA’dan tam onay alan bu yenilikçi ilaç, NTRK gen füzyonlarını hedefleyerek, tümör dokusunun kökeni ne olursa olsun etkili olduğu kabul edilen ilk moleküler bazlı tedavi örneği oldu.

2018 yılındaki hızlandırılmış FDA onayı, histolojiye değil sadece moleküler anomalilere dayanan ilk kanser ilacı onayı niteliğinde olup, MSK’nın bilim insanları ve klinisyenleri özellikle Dr. Alexander Drilon’un klinik çalışmalarda oynadığı öncü rol ile dikkat çekti. Larotrekinib’in hem çocuk hem de yetişkin hastalarda farklı türlerdeki kanserlerde kalıcı ve güçlü yanıtlar verdiği kanıtlandı.

Dr. Drilon, tam onayın larotrekinib’in güvenlik ve klinik faydasını teyit ettiğini ve bu sayede ilacın küresel hasta erişimini hızlandırabileceğini belirtti. Bu gelişme, hedefe yönelik ilaç geliştirmede ve genetik sürücülere bağlı tümörlerin tedavisinde yeni bir çağın başlangıcı olarak görülüyor.

MSK’nın moleküler onkoloji, gelişim biyolojisi, epidemiyoloji ve klinik tedavi alanlarında yürüttüğü geniş kapsamlı araştırmalar bütüncül bir yaklaşım sergileyerek kanserle mücadelede yeni ufuklar açıyor. Bu bilimsel ilerlemeler, tanı yöntemlerinden tedavi paradigmasına ve halk sağlığı stratejilerine kadar pek çok alanda dönüşüme öncülük ediyor. Sağlık ve bilim toplulukları tarafından benimsenmeye devam eden bulgular, kanser ve gelişimsel hastalıkların yönetiminde umut vaat eden bir geleceğin habercisi olarak değerlendiriliyor.

Araştırma Konusu:
Akut miyeloid löseminin kalıcılığı ve terapi direncini sağlayan moleküler mekanizmalar; erken memeli beyin gelişiminde gen ekspresyon dinamikleri; orta yaş sağlık durumları ile kanser riski arasındaki epidemiyolojik ilişkiler; hedefe yönelik kanser tedavilerinin klinik geliştirilmesi.

Makale Başlığı:
Memorial Sloan Kettering Cancer Center Uncovers Key Regulators of Leukemia Stem Cell Quiescence, Maps Early Brain Development, Reveals Midlife Cancer Risk Factors, and Advances Targeted Therapy Approval

Haberin Yayın Tarihi:
Nisan 2025

Web References:
– Nature Communications AML çalışması: https://www.nature.com/articles/s41467-025-58370-9
– eLife beyin gelişimi çalışması: https://elifesciences.org/articles/102819
– JAMA Network Open epidemiyoloji çalışması: https://jamanetwork.com/journals/jamanetworkopen/fullarticle/2832233
– FDA onayı duyurusu: https://www.bayer.com/en/us/news-stories/approval-of-vitrakvi

Resim Credits:
Memorial Sloan Kettering Cancer Center

Anahtar Kelimeler:
akut miyeloid lösemi, lösemi kök hücreleri, tedavi direnci, kanser biyolojisi, gelişimsel bilim, beyin morfogenezi, Sonic hedgehog, metabolik hastalıklar, kanser riski, midlife sağlık sorunları, targeted therapy, NTRK gen füzyonları, larotrekinib, klinik onkoloji, tek hücre analizi, kanser epidemiyolojisi, FDA onayı, memorial sloan kettering

Share This Article
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir