Dünyanın en prestijli onkoloji kongrelerinden biri olan 2025 ASCO Yıllık Toplantısı’nda, kanser araştırmaları ve tedavisinde büyük ilerlemeler sağlayan çok sayıda çalışma ve klinik denemeyle ilgili önemli bilgiler paylaşıldı. Oral sunumlar, hızlı sözlü bildiriler, özel oturumlar ve poster sunumları dahil olmak üzere geniş kapsamlı bu çalışmalar, modern onkoloji alanındaki yeniliklerin ve karşılaşılan zorlukların detaylı bir panoramasını sunuyor. Yeni terapötikler, biyobelirteç keşifleri, kanser bakımında eşitsizlikler ve destekleyici bakım alanındaki teknolojik yaklaşımlar gibi çok çeşitli konuların aydınlatıldığı bu bulgular, kanser hastalarının yaşam kalitesini artırma hedefiyle geleceğin tedavi standartlarını şekillendirmeyi amaçlıyor.
Kanser hematolojisi alanında özellikle öne çıkan çok merkezli randomize klinik denemelerden biri, ADVANCE çalışması oldu. Dr. C. Ola Landgren liderliğinde gerçekleştirilen bu çalışma, yeni tanı konmuş multipl miyeloma hastalarında karfilzomib, lenalidomid ve deksametazon (KRd) kombinasyonuna daratumumab eklenip eklenmemesinin etkinliğini karşılaştırıyor. CD38 hedefleyici monoklonal antikor olan daratumumabın, güçlü bir indüksiyon rejiminin üzerine eklenmesiyle bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerinin ve hastaların sağkalım oranlarındaki potansiyel gelişmelerin ele alındığı bu araştırma, multipl miyeloma tedavisinde çığır açma potansiyeline sahip. Çalışma, detaylı hücresel ve moleküler göstergeler kullanarak standart tedavi protokollerini yeniden şekillendirmeyi amaçlıyor.
Hematopoietik kök hücre nakli geçiren kanser hastalarında psikolojik sıkıntıların hafifletilmesine yönelik destekleyici bakım uygulamaları da toplantının dikkat çeken konuları arasındaydı. Dr. Lara Traeger’in katkılarıyla sunulan yenilikçi bir pilot randomize deneme, dijital gerçeklik uygulamalarının hastaların duygusal stresini azaltmadaki etkinliğini araştırıyor. Sanal gerçeklik tabanlı bu etkileşimli terapiler, nakil sürecinin hem fiziksel hem de psikolojik yükünü azaltarak hastaların genel iyileşme sürecini desteklemek üzere geliştiriliyor. Bu teknoloji odaklı yaklaşım, psikososyal onkoloji alanında hasta deneyimini iyileştirmek için yeni bir çığır açıyor.
Kemoterapi kaynaklı trombositopeni (KİT), kanser tedavisinde doz sınırlayıcı önemli bir yan etki olarak kabul ediliyor. Gastrointestinal kanser hastalarında romiplostim isimli trombopoietin reseptör agonistinin etkinliğini değerlendiren, Dr. Gerald Soff’un yer aldığı faz 3 randomize, plasebo kontrollü çalışma bu önemli soruna odaklanıyor. Kolorektal, gastroözofageal ve pankreas kanserleri gibi malignitelerde hematopoetik iyileşme süreçleri ile kanama riskinin azaltılmasını hedefleyen araştırma, destekleyici bakım protokollerinde önemli bir boşluğun doldurulmasına katkı sağlamayı amaçlıyor.
Renal hücreli karsinom tedavisinde direnç mekanizmalarının aşılması üzerine yeni faz 1 çalışmaları da sunuldu. Dr. Jaime Merchan tarafından yürütülen ARC-20 faz 1 genişleme kohortu, kasdatifan ve kabozantinib kombinasyonunun tümör mikroçevresini nasıl modüle ettiğini ve immunosupresif adenosinerjik sinyal yolaklarını nasıl engellediğini araştırıyor. Bu kombinasyon, özellikle önceden tedavi görmüş hastalarda tirozin kinaz inhibitörlerine karşı gelişen direnç sorununu aşmaya yönelik umut vaat ediyor. Elde edilen sonuçlar, renal hücreli karsinomda daha uzun süreli hastalık kontrolü için yeni tedavi stratejileri geliştirilmesine öncülük edecek.
Histolojik olarak nadir ve agresif seyreden uterin leiomiyosarkomda, kemoterapi sonrası ilerleme gösteren hastalar için yeni ilaç seçenekleri araştırılıyor. Dr. Gina D’Amato liderliğindeki Alliance A092104 faz 2/3 randomize denemede, DNA hasar onarım yolları ve homolog rekombinasyon eksiklikleri üzerine odaklanılarak PARP inhibitörü olaparib ile temozolomid kombinasyonu, araştırmacının tercihiyle karşılaştırılıyor. Sarkom tedavisinde kişiselleştirilmiş terapi anlayışını derinleştiren bu çalışma, hastaların prognozunda iyileştirme ve tedavi seçeneklerinde genişleme sağlama hedefi taşıyor.
Melanom alanındaki yenilikçi araştırmalar da ASCO 2025’te kendine yer buldu. ECOG-ACRIN EA6194 faz II denemesinde, Dr. Jose Lutzky tarafından sunulan pembrolizumab monoterapisi ile vidutolimodun (Toll-like reseptör 9 agonisti) kombinasyonu, yüksek riskli rezektabl melanomda anti-tümör bağışıklık yanıtlarının artırılmasını amaçlıyor. Detaylı immün profil analizleri ve tümör içi lenfosit incelemeleriyle desteklenen bu çalışma, immünoterapide yanıt kalıcılığını artırmak ve direnç sorunlarını aşmak üzere yeni metodolojiler geliştiriyor.
Hematopoietik kök hücre nakli hastalarının bakımında yalnızca hastalar değil, aynı zamanda bakım verenlerin psikososyal sağlığı da önemli bir odak noktası haline geldi. Dr. Lara Traeger tarafından katkı sağlanan çalışmalar, dijital uygulamalarla bakım verenlerin yükünü azaltmayı, yaşam kalitesini artırmayı amaçlayan davranışsal müdahalelerin etkinliğini gösteriyor. Erişilebilir platformlar aracılığıyla sunulan bu yaklaşımlar, kanser bakımının multidisipliner ve kapsayıcı doğasını güçlendiriyor.
Hücresel tedavi alanında da önemli gelişmeler yaşanıyor. PD1 dirençli metastatik melanom hastalarında uygulanan IMA203 adlı otolog TCR-T terapisi, Dr. Leonel Hernandez-Aya tarafından faz 1 güncellemesiyle sunuldu. PRAME antijenine yönelik bu terapi, hücre ürünü persistansı, antijen özgüllüğü ve tümör iç penetrasyon özellikleri açısından analiz edilerek, immünoterapi direncini aşmada kişiye özel hassas onkoloji yaklaşımının önde gelen örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Metastatik sarkom tedavisindeki gelişmelere de ASCO 2025’de yer verildi. Dr. Jonathan Trent’in katkılarıyla gerçekleştirilen randomize faz III çalışmada, nozolojik adı catequentinib hidroklorid (AL3818) olan kinaz inhibitörünün, ileri evre leiomiyosarkom hastalarında progresyonsuz sağkalım ve sistemik tedavi faydaları değerlendirildi. Histolojik nadirliği ve tedavi seçeneklerinin kısıtlılığı göz önüne alındığında, bu çalışma alan için yeni umut ışıkları taşıyor.
Kamu sağlığı odaklı hızlı sözlü sunumlardan birinde ise, alkol tüketiminin neden olduğu kanser mortalitesinin artan yükü incelendi. Baş sunuculuğunu Dr. Chinmay Jani’nin üstlendiği bu çalışma, Amerika Birleşik Devletleri’nde modifiye edilebilir risk faktörlerinin kanser insidansı ve mortalitesine etkisini vurgulayarak, toplum temelli önleme stratejilerinin ve politikaların aciliyetine işaret ediyor.
Metastatik melanomda PD-1 inhibitörlerine dirençli tümörlerdeki metilasyon profillerinin klinik sonuçlarla ilişkisini inceleyen çalışma ise epigenetik modifikasyonların immünoterapi direncindeki önemini ortaya koyuyor. Dr. Michele Ceccarelli’nin ortak yazarlığında yürütülen bu araştırma, tümör mikroçevresinin yeniden şekillenmesine ve terapötik duyarlılığa yönelik metilasyonun rolünü ayrıntılı şekilde değerlendirerek, epigenetik hedefli destekleyici tedavi olanaklarını disiplinler arası şekilde genişletiyor.
Kanser tanı ve takibinde devrim yaratma potansiyeline sahip olan dolaşımdaki tümör nükleik asitleri (ctDNA ve ctRNA) platformlarını değerlendiren çalışmalar da toplantının öne çıkanları arasında. Dr. Gilberto Lopes’un katkılarıyla gerçekleştirilen çoklu kanser türlerini kapsayan sıvı biyopsi tabanlı birlikte ctDNA ve ctRNA dizileme analizleri, hastalığın gerçek zamanlı izlenmesine, moleküler karakterizasyon ve direnç mekanizmalarının belirlenmesine olanak vererek kişiselleştirilmiş tedavi adaptasyonlarının önünü açıyor.
Myelofibrozis hastalarında kemik iliği fibrozisi ve hematolojik parametrelerde iyileşmeyi amaçlayan kombinasyon terapileri de dikkat çekti. Dr. Terrence Bradley’nin ortak yazarlığını yaptığı faz 1/1B denemelerinde imetelstat ile ruxolitinib kombinasyonunun etkileri; kemik iliği patolojisi dinamikleri ve inflamatuar sitokin profilleri eşliğinde değerlendirildi. Bu stratejiler, kemik iliği rejenerasyonunda yenilikçi bir yaklaşım sunuyor.
Özel oturumlarda ise vaka tabanlı cerrahi onkoloji paneli ve nadir beyin tümörlerinde ortaya çıkan onkojenik sürücülerle ilişkili yeni terapötik yaklaşımlar ele alındı. Dr. Francis Hornicek ve Dr. Antonio Iavarone’nin moderatörlüğünde düzenlenen bu paneller, temel bilim ile klinik uygulamalar arasındaki iş birliğinin derinleştirilmesi için önemli platformlar sundu.
Meme kanserinde ise MHC sınıf I ekspresyonunun terapötik yanıt ve sağkalım ile ilişkisini araştıran translasyonel çalışmalar Dr. Priscila Barreto Coelho tarafından sunuldu. Aynı zamanda, metastatik meme kanserinde Bria-IMT ve kontrol noktası inhibitörleri kombinasyonunun umut vadeden sağkalım sonuçlarına ulaşması, immünoterapi alanında yeni kapılar aralıyor.
ASCO 2025 Yıllık Toplantısı’nda sunulan bu çok katmanlı ve disiplinlerarası araştırma portföyü, moleküler hedeflenmiş ajanlardan yenilikçi immünoterapilere, destekleyici bakımda teknolojik ilerlemelerden sağlık hizmetlerindeki eşitsizliklerin giderilmesine kadar uzanan geniş bir yelpazede kanser tedavisinin geleceğine ışık tutuyor. Bu çalışmalar, hasta sonuçlarını iyileştirmede ve kanser bakımının küresel anlamda standartlarını yükseltmede büyük potansiyel taşıyor.
—
Araştırma Konusu:
Multiple kanser türlerinde, yeni terapeutik yaklaşımlar, immünoterapi kombinasyonları, biyobelirteç keşfi, destekleyici bakımda dijital teknolojiler ve sağlık hizmetlerinde eşitsizliklerin giderilmesi.
Makale Başlığı:
Advancing Oncology: Insights and Innovations from the 2025 ASCO Annual Meeting
Web References:
https://meetings.asco.org/2025-asco-annual-meeting
Anahtar Kelimeler:
Onkoloji, Multipl Miyelom, Melanom, İmmünoterapi, Sıvı Biyopsi, Hematopoietik Kök Hücre Nakli, Hedefe Yönelik Tedavi, Kanser Eşitsizlikleri, Klinik Denemeler, Biyobelirteçler