Diyarbakır’da düzenlenen basın toplantısında Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye’nin dış ticaret performansına ilişkin önemli verileri kamuoyuyla paylaştı. 2025 Nisan ayına ve yılın ilk dört ayının dış ticaret rakkamlarına dair açıklamalar yapan Bakan Bolat, mal ihracatında yaşanan artışın ekonominin genel seyrine olumlu yansımalarının altını çizdi. Verilere göre, Nisan ayında ihracat bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 8,5 artarak 20 milyar 900 milyon dolara ulaştı. Bu rakam, sadece Türkiye’nin dış ticaretindeki canlılığını değil, aynı zamanda üretim kapasitesindeki güçlenmeyi de gözler önüne seriyor.
Bakan Bolat, açıklamasında ihracattaki artışın sürdürülebilirlik açısından da kritik bir veri olduğunu ifade etti. Özellikle 12 aylık yıllıklandırılmış ihracat rakamlarının Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaşması, Türkiye’nin dışa açılım stratejisinin ve sanayi altyapısındaki gelişmelerin somut bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Bu başarı, küresel ekonomik dalgalanmalara karşı Türkiye’nin sağlam duruşunun bir kanıtı olmakla birlikte, ihracatçıların dayanıklılığı ve devlet desteklerinin etkinliğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Söz konusu veriler, ekonominin lokomotifi sayılan ihracatın Türkiye’nin büyüme hedeflerine ulaşmasında ne kadar kritik rol oynadığını da vurguluyor. Nisan ayındaki yüzde 8,5’lik artış bir taraftan memnuniyet verici olsa da, asıl dikkat çekici olanın bu yükselişi gerçekleştiren sektörlerin çeşitlenmesi ve teknolojik ürünlerdeki payın artması olduğunu söylemek mümkün. Bakan Bolat’ın açıklamalarında da bu rifaha ulaşmanın anahtarının inovasyon ve katma değeri yüksek ürünlerde olduğu mesajı açıkça görülüyor.
Ticaret Bakanı ayrıca, bu başarıyı sağlayan tüm aktörlere teşekkür ettiğini belirtti. İhracatçılar, sanayiciler, kobi’ler ve devlet kurumlarının ortak çalışmasının önemli olduğuna dikkat çeken Bolat, bu sinerjinin daha da güçlendirilerek ihracatın ivmesini korumasının hedeflendiğini söyledi. Bu bağlamda yeni pazarların ve ticari partnerlerin bulunmasının ihracatta çeşitlenmeyi artıracağı ve Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltacağı öngörülüyor.
Türkiye’nin cari açık sorununa da değinen Bakan Bolat, artan ihracatın döviz dengesine olumlu katkısı olduğunu belirtti. İthalatı sınırlamak yerine ihracatı artırarak dış ticaret dengesindeki iyileşmenin sağlanmasının ekonomik istikrar için çok önemli olduğunu vurguladı. Özellikle ABD ve Avrupa gibi başlıca ihracat pazarlarında sürdürülen ilişkilerin artırılması, Türkiye’nin rekabet gücünü yükseltiyor.
Bakan Bolat’ın açıklamalarının ardından ekonomistlerin yorumları da gündeme oturdu. Uzmanlar, dış ticarette yakalanan bu başarı grafiğinin sürdürülebilir olması adına politikaların kararlılıkla uygulanması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca yeni teknolojik yatırımlar ve bölgesel entegrasyon çabalarının ihracat hacmini daha da genişletebileceği görüşü hakim. Türkiye, coğrafi konumu ve genç işgücü ile potansiyelini her geçen gün daha fazla kullanmaya başladı.
Diyarbakır’da yapılan açıklamalar aynı zamanda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin ihracata katkısının artırılmasına yönelik politikaların önemini de ortaya koyuyor. Bölgenin kalkınmasına yönelik yatırımlar ve üretim desteklerinin artması, Türkiye’nin ihracat tabanını genişletecek bir diğer dinamik olarak öne çıkıyor. Bu manada ülkenin her köşesinden gelen verilerin daha dengeli dağılması ekonomik dengenin sağlanmasına yardımcı olacak.
Sektörel bazda bakıldığında, otomotiv, tekstil, kimya ve elektronik ürünleri gibi geleneksel ihracat kalemleri hala ön planda kalmaya devam ediyor. Ancak Bakan Bolat, sanayi dönüşümü ve dijitalleşmenin hız kazandığı bir ortamda bu yapının evrimleşmesinin gerektiğini ifade etti. Katma değerli ve ileri teknoloji ürünlerin ihracattaki payının artırılması, Türkiye’nin küresel tedarik zincirindeki yerini sağlamlaştıracak önemli bir gelişme olarak gösteriliyor.
İhracat rakamlarındaki artışın orta gelirliler ve orta üstü gelir grubunda yaşayan vatandaşların alım gücüne ve yaşam kalitesine de dolaylı yoldan olumlu yansımaları olacağı tahmin ediliyor. Türkiye’nin üretim ve ihracat kapasitesinin artırılmasıyla yaratılan iş imkanları, istihdamda artış ve sosyal refahın gelişmesine zemin hazırlıyor. Böylelikle ekonomik büyümenin halk nezdinde somut kazanımlara dönüşmesi mümkün hale geliyor.
Ticaret Bakanı’nın son dönemdeki verileri açıklarken dikkat çektiği diğer önemli bir husus ise Türkiye’nin ihracat stratejisinde sürdürülebilirliğin ve çevresel etkilerin göz önünde bulundurulması oldu. Ekolojik denge ve karbon ayak izinin azaltılması için planlanan projeler, Türkiye’nin hem ekonomik hem de çevresel hedefleri arasında uyumu sağlamak adına büyük önem taşıyor. Bu yaklaşım, uluslararası rekabette Türkiye’nin tercih edilen bir tedarikçi konumuna yükselmesini destekliyor.
Yılın Ocak-Nisan dönemine ilişkin rakamlar ise, Nisan ayındaki artışın sadece tek seferlik olmadığını gösteriyor. Bu dönem boyunca ihracat hacminde devam eden yükseliş trendi, iç piyasa ve dış pazarlar arasındaki uyumun tesis edildiğine işaret ediyor. Bakan Bolat, bu süreçte ihracatçıların karşılaştığı zorlukların da aşılması için gerekli adımların atıldığını ve uzun vadede bu desteğin artacağını söyledi.
Sonuç olarak, Türkiye’nin dış ticaret performansında kaydedilen bu atılım, farklı açılardan umut verici sinyaller içeriyor. İhracatın Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaşması, ekonominin dışa açıkladaki başarısını belgelemekle kalmıyor; aynı zamanda yeni dönemde hedeflenen ekonomik büyüme ve kalkınma planlarının gerçekleşmesinde de temel bir destek sağlıyor. Ticaret Bakanı Bolat’ın açıklamaları, bu sürecin devamlılığı için gereken irade ve stratejik vizyonun oluşturulduğunu gösteriyor. Türkiye’nin küresel ekonomi arenasında gücünü artırmaya devam edeceği açıkça görülüyor.