ABD ekonomisindeki gelişmeler ve FED’in faiz politikaları, küresel piyasaların yön bulmasında kritik rol oynuyor. Mayıs 2025 için faiz artırımı beklentilerinin sürmesi, yatırımcıların dikkatini bu karara yoğunlaştırırken, ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret savaşlarının sona erdiğine dair yaptığı açıklamalar da finansal varlıklarda sert hareketlere neden oldu. Bu ifadeler, geçtiğimiz hafta altının değer kaybetmesine yol açsa da, haftanın yeni işlem günlerinde altın fiyatları tekrar yükselişe geçti. Özellikle altının ons fiyatı, 30 Nisan’daki seviyesini aşarak 3300 dolar barajını geçti ve yatırımcıların ilgisini yeniden üzerine çekti.
Altın, küresel ekonomik belirsizlikler ve jeopolitik riskler nedeniyle uzun süredir güvenli liman olarak görülüyor. Ancak, Trump’ın ticaret savaşlarının sona ereceğine işaret eden olumlu söylemleri, risk algısını değiştirdi ve dolayısıyla altının haftalık performansında düşüş yaşandı. Piyasalar, bu gelişmelerle birlikte dolara yöneldi ve altın yatırımcıları bir süreliğine satışa geçti. Fakat ABD Merkez Bankası’nın (FED) Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısından önce altının yükselişe geçmesi, yatırımcıların faiz kararı üzerinde belirsizlik yaşadığının göstergesi olarak değerlendirilebilir.
FED’in iki gün süren FOMC toplantısı, ekonomi dünyasının radarında öncelikli bir konu olmaya devam ediyor. Bu toplantıda alınacak olan faiz kararı, özellikle enflasyon, işsizlik oranları ve ekonomik büyüme verileri gibi faktörler ışığında şekilleniyor. 2025 Mayıs ayında beklenen faiz artırımı kararının, piyasalarda dalgalanma yaratması kaçınılmaz. Faizler yükseldiğinde genellikle altın gibi faiz getirisi olmayan varlıklara olan talep azalır, ancak mevcut belirsizlik ortamı bu denklemi değiştirebiliyor.
Son dönemde ABD ekonomisindeki iyileşme sinyalleri ve başkan Trump’ın beklenmeyen iyimser açıklamaları, yatırımcıların risk almaya daha yatkın hale gelmesine neden oldu. Bu durum, altına olan talebi azaltırken doları güçlendirdi. Ancak FED’in faiz artırımına yönelik kararsız tutumu, piyasada karmaşık bir resim ortaya koyuyor. Altının ons fiyatındaki hızlı yükseliş, yatırımcıların güvenli liman arayışlarını sürdüğünü ve faiz kararı netleşene kadar temkinli davranmayı tercih ettiğini gösteriyor.
Gram altın da ons altındaki yükselişi takip ederek değer kazandı. Yerli piyasalarda döviz hareketleri, dolar kuru ve küresel altın fiyatlarının etkisiyle gram altın fiyatlarında yüksek volatilite gözlemleniyor. Özellikle döviz kurlarındaki oynaklık, yerli yatırımcıların altına olan ilgisini artırıyor. Bu durum, gram altının hem tasarruf hem de yatırım aracı olarak önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Ekonomi uzmanları, FED’in bu kritik toplantısında piyasa beklentilerini yönetmekte zorlandığını belirtiyor. Faiz artırımları ile enflasyon dengeleme politikası arasında ince bir çizgide hareket eden FED, piyasaların tepkisini minimize etmeye çalışıyor. Bu denge arayışı, kısa vadede finansal araçlarda özellikle altın ve döviz gibi varlıklarda dalgalanmalara yol açabiliyor. Uzmanlar, belirsizliğin azalmaması halinde altın fiyatlarının volatilitesinin devam edeceğini ifade ediyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret savaşlarının sona erdiğini ve yeni anlaşmaların masada olduğunu açıklaması, küresel ticaret açısından umut verici bulunuyor. Ancak bu iyimserlik, piyasalarda kısa süreli bir rahatlama sağlamakla beraber kalıcı etkisinin anlaşılması için beklemekte fayda var. Çünkü FED’in faiz politikaları ve enflasyonla mücadele adımları, global piyasaları uzun vadede doğrudan etkileyebilecek ana faktör olarak öne çıkıyor.
Altının ons fiyatında görülen 3300 dolar seviyesinin psikolojik bir direnç noktası olduğu söylenebilir. Bu seviyenin kırılması, altına yönelik talebin devam edeceğine işaret ediyor. Ancak bu durum, aynı zamanda fiyatın geri çekilmesi durumunda ciddi kayıpların yaşanabileceği anlamına da geliyor. Yatırımcıların bu kritik eşikte temkinli olmaları ve risk yönetimi stratejilerini yeniden gözden geçirmeleri önem arz ediyor.
FED’in faiz kararının finansal piyasalarda yaratacağı hareketlilik, ekonomik göstergelerle paralel okunmalı. Enflasyon oranlarının yüksek seyretmesi faiz artırımı ihtimalini güçlendirirken, ekonomik büyümenin yavaşlaması ise FED’in daha temkinli davranmasına yol açabilir. Bu karmaşık tablo, altın ve diğer emtia fiyatlarına yön verirken yatırımcıların kısa vadeli gelişmelerle değil, makroekonomik göstergelerin genel eğilimi ile hareket etmelerini gerektiriyor.
Sonuç olarak, küresel ekonomik dengelerin ve ABD’nin para politikalarının etkisi altında şekillenen piyasalarda, altın hem riskten korunma araçlarından biri olarak hem de spekülatif işlemlerde önemli bir rol oynuyor. FED’in faiz kararına yönelik belirsizlikler ve Trump’ın açıklamalarının piyasalarda yarattığı dalgalanmalar, özellikle altının ons fiyatı ve gram altın üzerinden yakından takip ediliyor. Yatırımcıların bu dönemde piyasa hareketlerini dikkatle izlemesi ve mali disipline önem vermesi tavsiye ediliyor.
Önümüzdeki günlerde FED’in atacağı adımlar ve ABD’deki ekonomik veriler altın fiyatları üzerinde belirleyici olacak. Yükseliş trendindeki ons altın ve gram altında, piyasa oyuncularının hem küresel risk algısını hem de yerel döviz hareketlerini göz önünde bulundurarak pozisyon almaları gerektiği vurgulanıyor. Ekonomistler, piyasalarda belirsizlik devam ettiği sürece altının alternatif yatırım aracı olarak önemini koruyacağını belirtiyor.
FED’in Federal Açık Piyasa Komitesi toplantısında alacağı faiz kararı, yatırımcıların dengeleri yeniden kurmaları için bir fırsat olacak. Ancak piyasalarda volatilitenin artması kaçınılmaz. Bu nedenle ekonomik risklere karşı korunma stratejilerinin önemi artıyor. Her ne kadar Trump’ın olumlu açıklamaları piyasaları kısa vadede rahatlatmış olsa da, kalıcı bir istikrar için FED politikalarının netleşmesi ve ekonomik göstergelerin dengelenmesi şart koşuluyor. Böylece altın piyasasında da daha sağlıklı bir fiyatlama mekanizması ortaya çıkabilir.