Burdur’dan çıkan kadın gücü, uluslararası arenada fark yaratıyor. 45 yaşındaki girişimci Aysel Özcan tarafından hayata geçirilen atölyede, kadınların el emeğiyle üretilen bocce topları, kısa sürede Fransa pazarında önemli bir yer edindi. Sadece geçen ay içinde 1000 set (her sette 6 top) bocce topu Fransa’ya ihraç edildi. Ancak bu, planların sadece başlangıcı. Yıl sonuna kadar her ay 2 bin 500 set sipariş alarak toplamda 120 bin top üretmeyi hedefleyen atölye, hem kadın istihdamını artırıyor hem de Türkiye’nin ihracat güçlerinden birine dönüşüyor.
Kadınların ekonomideki yeri, her geçen gün daha da belirginleşiyor. Burdur’da kadın istihdamını öncelik haline getiren bu girişim, toplumdaki kadınların ekonomik özgürlükleri ve iş hayatındaki varlıklarına yeni bir pencere açıyor. Aysel Özcan’ın kurduğu atölye sadece bir üretim merkezi değil, aynı zamanda kadınların potansiyelini ortaya çıkaran, onların yeteneklerini değerlendiren bir platform haline geldi. Bu durum, kadın girişimciliğinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Geçmişte kadınların ev ekonomisiyle sınırlı kalan rolleri, artık hızlı bir şekilde değişiyor. Özellikle kırsal bölgelerde yaşayan kadınların üretime katılması, lokallerde gelişime olanak sağlarken, uluslararası pazarlara açılmaları da ekonomik katkıyı katlayarak artırıyor. Burdur’daki bocce topu atölyesi bunun başarılı bir örneği. Yine bu tür atölyelerin artması, kadınların ekonomik bağımsızlığı için cesaret verici bir modeldir.
Bocce, dünya genelinde özellikle Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde yaygın olarak oynanan bir spor dalı. Türkiye’de ise bu spora olan ilgi son yıllarda artıyor. Ancak üretimin çoğunlukla ithalat yoluyla karşılandığı göz önüne alındığında, yerli üretim oldukça kritik bir adım. Aysel Özcan’ın atölyesi, hem kaliteli hem de rekabetçi ürünler sunarak bu açığı kapatmayı başarıyor. Bu durum, Türk kadın emeğinin dünya spor pazarındaki temsilini güçlendiriyor.
İhracat faaliyetlerinin artması aynı zamanda Türkiye ekonomisi için de olumlu işaretler taşıyor. Özellikle kadın işgücünün ekonomiye katılımının sağlanması, uzun vadede sürdürülebilir büyümenin ve kalkınmanın önemli dinamiklerinden birisi olacak. Bu atölyenin aldığı 120 bin top siparişi, sadece üretim hacmini değil, Türk ürünlerinin uluslararası piyasadaki güvenilirliğini ve talebini de yansıtıyor.
Aysel Özcan’ın liderliğinde gerçekleşen bu üretim faaliyetleri, birçok kadına istihdam sağlarken onların mesleki becerilerini geliştirmelerine de imkan veriyor. Tekstil sektörünün yanında el sanatları ve hafif spor malzemeleri üretiminde bir ivme yakalanması, ekonomik çeşitliliği destekliyor. Kadınların farklı alanlarda üretime katılması, Türkiye’nin ekonomik yapılarını zenginleştirecek yeni yönelimler olarak görülmeli.
Bu projeden yola çıkarak, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının kadın girişimciliğini destekleyen politikalarını güçlendirmeleri gerekir. Çünkü kadınların üretim ve ihracata katılımını artırmak, sadece bireysel başarı değil aynı zamanda toplumsal kalkınmanın anahtarıdır. Burdur’daki bu girişim gibi örneklerin çoğalması ekonomik dinamizmi artırırken toplumsal cinsiyet eşitliğine de katkı sağlayacaktır.
Fransa pazarından gelen talepler, Türk kadınların ürettiği ürünlerin dünya standartlarında olduğunu ortaya koyuyor. Kaliteli işçilik, titiz üretim ve müşteri memnuniyeti, ihracatın artmasında belirleyici rol oynuyor. Bocce toplarının Fransa gibi rekabetçi bir pazarda tercih edilmesi, üretim kalitesi açısından önemli bir referans niteliğinde. Bu başarı, Burdur’un ve Türkiye’nin adını dünya spor malzemeleri arenasına yazdırıyor.
Ancak elbette ki bu tür girişimlerin sürdürülebilirliği, teknoloji yatırımları ve pazarlama stratejileriyle de doğrudan bağlantılı. Girişimcilerin daha nitelikli iş gücü eğitimi alması, üretim süreçlerini geliştirmesi ve global piyasalardaki değişimlere hızla adapte olmaları gerekiyor. Aksaklıkların giderilmesi, rekabet gücünün artırılması için kritik önemde. Burdur’daki bu atölyenin ilerleyen süreçte bu alanlara da yatırım yapması, büyüme trendini destekleyecektir.
Kadınların kendi imkanlarıyla kurdukları böyle atölyeler, ekonomiye yeni soluk getirirken sosyal yapıya da farklı bir anlam kazandırıyor. Kadın girişimcilerin daha görünür olması ve başarı hikayelerinin yaygınlaşması, genç kadınlara da ilham oluyor. Bu bağlamda toplumsal dönüşümün ekonomik ayağı ile paralel ilerlemesi, ülkemiz için büyük bir kazanım.
Özellikle son yıllarda küresel pazarda yer alma çabaları artan Türkiye, kadın istihdamını destekleyen uygulamalara daha fazla ağırlık vermeli. Kadın çalıştıran ve üreten işletmelerin desteklenmesi, finans ve eğitim kaynaklarının bu kesime yönlendirilmesi gibi adımlar, girişimcilik ekosistemini güçlendirecektir. Burdur’da ortaya çıkan bu başarı hikayesi, pek çok bölgede benzeri girişimlerin oluşturulması için örnek teşkil ediyor.
Sonuç olarak, Aysel Özcan ve burada çalışan kadınların üretimi, sadece ekonomik bir başarı değil aynı zamanda toplumsal bir kazanım olarak değerlendirilmeli. Kadınların üretimdeki gücü, dayanışması ve azmi, geleceğe dair umut verici bir tablo ortaya koyuyor. Burdur’da başlayan bu hikaye, Türkiye’nin bölgeler arası ekonomik ve toplumsal gelişiminde de öncü bir örnek sayılmalı.
Kadınların iş hayatında daha fazla yer alması ve ürünlerinin uluslararası pazarda boy göstermesi, ekonominin çeşitlenmesi ve güçlenmesi için elzem. Burdur’daki bocce topları üretim merkezi, belki küçük bir başlangıç olabilir ancak etkisi ve yarattığı fark uzun vadede büyüyüp diğer kadın girişimcilere umut olacak. Bu hikâyenin takipçisi olmak ve desteklemek, hepimize düşen bir sorumluluk.