Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Türkiye’nin başkenti Ankara’nın uluslararası arenadaki konumunu güçlendirmek amacıyla önemli bir atılım planı üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Baran, özellikle sağlık turizmi alanında Ankara’nın potansiyelinin doğru değerlendirilebilmesi adına direkt uçuşların artırılmasının kritik olduğunu vurguladı. Bu hamle, sadece sağlık turizmi için değil, aynı zamanda diğer ekonomik sektörlerde de başkentin global erişiminin ve rekabet gücünün artırılması için büyük bir fırsat olarak görülüyor.
Gürsel Baran, sağlık turizminin Türkiye ekonomisinde giderek büyüyen bir sektör haline geldiğine dikkat çekerek, Ankara’nın bu trendden en fazla payı alması gerektiğini belirtti. Dünya genelindeki hastalar, yüksek kaliteli sağlık hizmeti sunan ve maliyet açısından cazip ülkeleri tercih ederken, Ankara’nın sunduğu sağlık alt yapısının ve uzmanlığının bu anlamda yeterince tanınmadığını ifade etti. Başkan Baran, direkt ve konforlu uçuş bağlantılarının, uluslararası hastaların Ankara’ya ulaşımını kolaylaştırarak sağlık turizminde büyük bir ivme yakalayacağını sözlerine ekledi.
Ekonomik perspektiften bakıldığında, şehrin uluslararası erişilebilirliğinin artması sadece sağlık turizmini değil turizm, ticaret, eğitim ve yatırım gibi pek çok sektörü olumlu etkileyebilir. Baran, Ankara’nın Türkiye’nin siyasi başkenti olması sebebiyle pek çok uluslararası toplantı ve konferansa ev sahipliği yaptığını, ancak yurt dışı bağlantılarının yetersizliğinin bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilmesini engellediğini düşündüğünü belirtti. Direkt uçuşların artırılmasıyla, başkentin cazibesinin daha da artacağını savundu.
Sağlık turizmi alanındaki gelişmeler Ankara’nın ekonomik çeşitliliğini sağlamak ve dışa bağımlılığı azaltmak açısından da önem taşıyor. Baran’ın aktardığına göre, şehirde faaliyet gösteren sağlık kurumları ve üniversitelerle yapılan iş birlikleri sayesinde medikal altyapı düzenli olarak güçlendirilmekte. Ancak, uluslararası hasta sayısını artırmak için sadece hizmetlerin kalitesi değil, erişilebilirliğin ve görünürlüğün de iyileştirilmesine ihtiyaç var. Bu noktada, direkt uçuşlar devreye girerek Ankara’nın merkezdeki rolünü pekiştirebilir.
Bununla birlikte, uluslararası yolcu trafiğini artırmak için hükümet, havayolu şirketleri ve turizm sektörü arasında koordineli ve stratejik bir planlamanın yapılması şart. Baran, Ankara Ticaret Odası olarak bu anlamda güçlü bir iş birliği modeli üzerinde çalıştıklarını belirtti. “Dünyaya açılmak için sadece şehir içi yatırımlarla yetinemeyiz, hava ulaşım altyapısını da aynı oranda büyütmek zorundayız” diyerek, sürecin çok aktörlü olduğunu ve bu konudaki iş birliklerinin başarıda anahtar rol oynayacağını ifade etti.
Uluslararası hasta sayısındaki artış tahmini olarak yıllık yüzde 15 gibi güçlü bir büyüme potansiyeli taşıyor. Türkiye’nin sağlık turizmi stratejisi içinde başkent Ankara’nın da hak ettiği yeri alması gerekliliği üzerinde duran Baran, “Ankara’nın marka değerinin tartışmasız yükselmesi gerekiyor. Direkt uçuş ağlarının genişletilmesi, bu hedefin önündeki en büyük engellerden biri” diye konuştu. Baran, sadece Avrupa ülkeleriyle değil, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Asya ülkeleriyle de doğrudan uçuşların hayata geçirilmesinin Ankara’yı bölgesel bir sağlık turizmi merkezi haline getireceğini belirtti.
Ancak direkt uçuşların artırılmasının kolay olmayacağına da dikkat çekmek lazım. Uçuş hatlarının açılması uzun vadeli ve maliyetli süreçler içeriyor. Bu noktada, havayolu firmaları ve hükümet politikaları kritik öneme sahip. Baran, destekleyici teşvik ve altyapı yatırımları olmadan beklenen büyümenin sağlanamayacağını dile getirdi. Ayrıca, pandeminin etkileriyle havacılık sektöründe yaşanan zorluklar da hesaba katıldığında, bir an önce ortak bir yol haritası oluşturulması elzem görünüyor.
Ankara’nın sağlık turizmi potansiyelini parlatmasının yanı sıra, kültürel ve tarihî zenginlikler üzerinden alternatif turizm kollarının da ön plana çıkarılması gerekliliği Baran’ın gündeminde. Sağlık amacıyla gelen uluslararası ziyaretçilerin şehri daha uzun süre deneyimleyebilmesi ve böylece ekonomiye daha fazla katkı sağlaması hedefleniyor. Baran, bu nedenle kültür ve sağlık turizminin entegrasyonunun şehrin ekonomik sürdürülebilirliği açısından vazgeçilmez olduğunu söyledi.
Şehirdeki üniversiteler, sağlık kuruluşları ve ticaret odası arasında kurulacak sinerjinin de dışa açılımda etkili olacağını belirten Baran, “Eğitim turizmi ve sağlık turizmi birbirini besleyen iki önemli alan. Ankara, genç ve dinamik nüfusu, kaliteli akademik personeli ile bu ikisini harmanladığında kazanımlarını büyütecektir” dedi. Ayrıca, uluslararası arenada tanınırlığın artmasıyla birlikte yabancı yatırımcıların da Ankara’yı tercih etme olasılıklarının yükseleceğini vurguladı.
Mevcut altyapının iyileştirilmesinin yanında, yeni yatırımların da gerekliliğine dikkat çeken Baran, şehirdeki hastanelere ve sağlık merkezlerine yönelik teknik donanım ve personel kalitesinin artırılmasının öncelik olduğunu dile getirdi. Ankara’nın sadece Türkiye’nin değil, bölgenin sağlık merkezi olması için bu yatırımların planlanması ve hayata geçirilmesi gerektiği üzerinde durdu.
Sonuç olarak, Gürsel Baran’ın açıkladığı bu vizyon, Ankara’nın küresel sağlık turizmi pazarında hak ettiği yere gelmesi için önemli bir yol haritası sunuyor. Direkt uçuşların artırılmasıyla birlikte, şehrin konumu hem sağlık turizmi hem de farklı ekonomik alanlarda daha güçlü bir şekilde parlayabilir. Her ne kadar zorluklar ve sürecin karmaşıklığı göz önünde bulundurulsa da, Ankara’nın potansiyelini değerlendirmek adına atılacak adımlar umut verici.
En nihayetinde, Ankara Ticaret Odası’nın liderliğinde, şehirdeki tüm paydaşların ortak hareket etmesi ve stratejik bir planlama ile hareket edilmesi gözlemleniyor. Bu da başkentin, sağlık turizmi ve diğer sektörlerdeki gelişimini hızlandırmak için doğru yolda olduğunu gösteriyor. Sonuçların hissedilmesi zaman alsa da, bu dönüşüm Ankara’nın ekonomik ve uluslararası prestijinde kalıcı bir etki yaratabilir.