Çocukluk çağı kanser tedavisi gören hastalarda metabolik sağlık üzerinde egzersiz yoğunluğunun etkilerini inceleyen erken dönem randomize müdahale denemesi olarak öncü bir çalışma hayata geçirildi. APACIS adı verilen bu çalışma, fiziksel aktivite ile çocukluk çağı kanser tedavisi sırasında ortaya çıkan metabolik bozukluklar arasındaki karmaşık ilişkiyi anlamaya yönelik önemli bir adım teşkil ediyor. Araştırma, bu hassas grupta egzersizin metabolik sağlık üzerindeki potansiyel faydalarını tüm boyutlarıyla değerlendirerek, klinik uygulamalarda yeni bir yaklaşıma öncülük etmeyi hedefliyor.
Çocukluk çağı kanserinden kurtulan bireylerde insulin direnci ve dislipidemi gibi metabolik komplikasyonlar, yetişkinlikte kronik sağlık sorunlarına yol açan en önemli faktörler arasında yer alıyor. Özellikle insulin duyarlılığı, metabolik sendrom ve kardiyovasküler hastalıkların gelişiminde kritik bir rol oynuyor. APACIS çalışması, bu nedenle insulin duyarlılığını birincil hedef olarak belirleyerek erken dönemde yapılacak müdahalelerle uzun vadeli sağlık sorunlarını engelleme amacını ön plana çıkarıyor.
Geleneksel tedavi yaklaşımlarında fiziksel aktivitenin başlatılması genellikle güvenlik endişeleri nedeniyle tedavi sürecinin ilerleyen dönemlerine bırakılırken, APACIS protokolü bu anlayışa meydan okuyarak tanı konulduktan hemen sonra egzersiz programlarının başlanmasını sağlıyor. Çalışmada, farklı kanser tanılarına sahip çocuklar rastgele iki gruba ayrılarak, bir grup “Soft” düşük yoğunluklu egzersizler yaparken, diğer grup ise yüksek yoğunluklu ve karışık “Strong” egzersiz programına katılıyor. Altı aylık periyotta yoğunluk farklarının metabolik etkileri detaylı bir şekilde inceleniyor.
Düşük yoğunluklu “Soft” grup, kanser tedavisinin yan etkileriyle başa çıkıyor olsa bile çocukların katılımına olanak sağlayacak nazik aktivitelerden oluşturulmuş durumda. Bu sayede hastaların sağlık durumlarındaki dalgalanmalardan bağımsız olarak egzersize erişimleri destekleniyor. Öte yandan “Strong” grup ise, daha zorlu ve yüksek efor gerektiren egzersizlerle, vücuttaki metabolik adaptasyonların daha güçlü şekilde tetiklenmesi amaçlanıyor. İki grup da haftada iki kez, 30 ila 60 dakika arası süren seanslar düzenleyerek tedavi sürecine egzersizin etkin entegrasyonunu sağlıyor.
Çalışmanın takip süresi ise toplam 18 ay olup; başlangıç, 3, 6, 12 ve 24. aylarda yürütülen ayrıntılı değerlendirilmelerle katılımcıların metabolik göstergelerindeki güncel değişimler izleniyor. Çalışmanın en temel ölçütü olan Homeostasis Model Assesment of Insulin Resistance (HOMA-IR), açlık kan şekeri ve insülin düzeylerine dayanarak insulin duyarlılığını objektif bir biçimde yansıtıyor. Bu sayede egzersizin metabolik yoldaki etkileri hassas biçimde saptanabiliyor.
HOMA-IR’nın yanı sıra çalışma, lipid profilleri, kortizol seviyeleri, beslenme durumu ve çeşitli fiziksel performans ölçümleriyle metabolik sağlığı çok boyutlu olarak değerlendiriyor. Kolesterol ve trigliserit değerleri kardiyometabolik risk değerlendirmelerinde önemli rol oynarken, kortizol testi ise tedavi sürecinin yol açtığı stres yanıtlarını ve egzersizin hormonal dengeye etkilerini ortaya çıkarıyor. Bu kapsamlı yaklaşım, çocukların metabolik durumlarının ayrıntılı ve gerçekçi biçimde haritalanmasını sağlıyor.
Fiziksel uygunluğu değerlendirmek üzere 6 Dakikalık Yürüme Testi (6MWT) kullanılarak tepe oksijen tüketimi (VO2peak) ölçülüyor. Ayrıca esneklik seviyesi Sit and Reach testiyle belirlenirken, bel ve kalça oranları (Waist-to-Hip Ratio) yağ dağılımının metabolik risk açısından önemli bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Hastaların kendi bildirdikleri fiziksel aktivite düzeyleri ise tedavi süresince egzersize bağlılık ve yaşam tarzı etkilerini ortaya koyuyor ve çalışma verilerinin yorumlanmasında bütüncül bir zemin hazırlıyor.
Yenilikçi bir düzeyde, APACIS protokolü ileri metabolomik analizleri içeriyor. Özel bir biyokimyasal yöntemle 150 ayrı metabolitin tespit edilebildiği bu analizler, moleküler yolakların ve metabolik ağların detaylı haritasını çıkararak kanser ve egzersiz entegrasyonunun biyokimyasal etkilerini gözler önüne seriyor. Bu metabolomik yaklaşım, kişiselleştirilmiş tedavi ve egzersiz programlarının geliştirilmesi için güçlü bir bilimsel temel oluşturuyor.
Çalışmanın bir diğer önemi ise ağız ve bağırsak mikrobiyotasının incelenmesinde ortaya çıkıyor. Onkolojik tedaviler sırasında ciddi şekilde bozulan mikrobiyal ekosistemin egzersizle nasıl etkileşime girdiği, sistemik metabolizma ve bağışıklık sistemi üzerindeki yansımaları araştırılıyor. Böylece APACIS, metabolik sağlığı sadece klasik parametrelerle değil, mikroorganizmaların rolünü de kapsayan modern ve kapsamlı bir perspektifle ele alıyor.
Egzersiz müdahalesinin çocukluk çağı kanser tedavisinin en erken dönemlerinde başlatılması, alışılagelmiş tedavi süreçlerinde fiziksel aktiviteye yönelik tereddütleri aşarak yeni bir paradigma ortaya koyuyor. APACIS çalışması, egzersizin metabolik fonksiyonları koruyup destekleyerek hem hızlı tedavi toleransını artırmayı hem de uzun vadede sağlık kalitesini yükseltmeyi amaçlıyor. Bu tavır, alanda köklü değişimlerin habercisi olarak nitelendirilebilir.
Uluslararası bir platformda tescil edilen ve yoğun disiplinler arası bir ekip tarafından yürütülen APACIS, onkologlar, egzersiz fizyologları, beslenme uzmanları ve moleküler biyologların ortak çalışmasıyla çocukların bireysel fizyolojik ve tedaviye bağlı hassasiyetlerine göre egzersiz dozunun optimize edilmesini hedefliyor. Sonuçların hem bilimsel açıdan anlamlı hem de klinik uygulamada uygulanabilir önerilere dönüşmesi bekleniyor. Böylece çocuk onkolojisinde destekleyici bakımda önemli ilerlemeler sağlanacak.
Bu çalışma, sadece metabolik sonuçlara odaklanmakla kalmayıp, moleküler düzeydeki bulguları pratiğe entegre etmeyi amaçlayan kariyerine yeni bir çığır açıyor. Mobilize ettiği multidisipliner yöntemlerle çocukluk çağı kanserlerinin neden olduğu metabolik hasarın azaltılması ve yaşam kalitesinin yaşam boyu iyileştirilmesi yönünde yol gösterici olma potansiyeline sahip. Egzersizin doğru zamanda ve doğru dozda uygulanmasına ilişkin ilk bilimsel verilerle, APACIS çocuk onkolojisi bakım standartlarını dönüştürme yolunda büyük bir adım atıyor.
Sonuç olarak, APACIS çalışması çocukluk çağı kanser tedavisinde egzersizin erken ve yoğunluk temelli müdahalesi ile metabolik bozuklukların önlenebilmesi için yenilikçi bir model sunuyor. Fizyoloji, biyokimya, mikrobiyoloji ve klinik uygulamaların buluştuğu bu çok yönlü yaklaşım, pediatrik onkoloji rehabilitasyonunda yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor. Alandaki gelişmelerin sonuçlarını heyecanla bekleyen bilim camiası için çalışma, gerçek hayatta fark yaratacak önemli bir örnek teşkil ediyor.
Araştırma Konusu:
İki farklı egzersiz yoğunluğunun çocukluk çağı kanser tedavisi gören hastaların metabolik sağlık üzerindeki etkilerinin insulin duyarlılığı, metabolik profil, fiziksel uygunluk ve mikrobiyota açısından incelenmesi
Makale Başlığı:
Study protocol of an early randomized intervention trial assessing the metabolic effects of two levels of exercise intensity in children undergoing cancer treatment: the APACIS study
Web References:
https://doi.org/10.1186/s12885-025-14235-4
Doi Referans:
https://doi.org/10.1186/s12885-025-14235-4
Resim Credits:
Scienmag.com
Anahtar Kelimeler:
APACIS çalışması, çocukluk çağı kanseri, metabolik sağlık, insulin duyarlılığı, egzersiz yoğunluğu, pediatrik onkoloji, fiziksel aktivite, metabolomik, mikrobiyota, kronik sağlık sorunları, egzersiz müdahalesi, destekleyici bakım