Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ekonomisine yön veren yaş çay alım fiyatları, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından nihayet açıklandı. Çay üreticilerinin uzun zamandır merakla beklediği bu açıklama ile birlikte Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun illerindeki 210 bin çay üreticisi 2025 yılı için belirlenen taban fiyatlarla yeni hasat sezonuna umutla giriş yaptı. Bölge ekonomisinin omurgasını oluşturan yaş çay, üreticilerin yaşam standardını doğrudan etkilediğinden devletin açıkladığı fiyatlar her yıl ayrı bir önem taşıyor.
Üreticilerin ilkbahar ayları boyunca titizlikle hazırladığı ve emek verdiği çay yaprakları, 4 Mayıs itibarıyla başlayan hasat sezonuyla birlikte işleme tesislerine gönderilmeye başlandı. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıklaması çerçevesinde ÇAYKUR’un belirlediği yaş çay taban fiyatı 2025 yılının ekonomik koşulları da göz önünde bulundurularak revize edildi. Bu yılki fiyatın, üreticilerin beklentileri karşılayıp karşılamadığı ise bölgedeki ekonomik aktörler ve çiftçiler arasında tartışma konusu oldu.
Son açıklanan fiyatlara göre, kilogram başına ödenecek rakam netleşirken, bölgedeki çay üreticilerinin gelirlerindeki değişiklik mercek altına alındı. Rize ve çevresi başta olmak üzere Doğu Karadeniz’in çayla geçim sağlayan aileleri, açıklanan taban fiyatların geçim koşullarına ne derece rahatlık getireceğine dair umutlu bir bekleyiş içerisindeler. Ancak pek çok uzman, fiyat artışının üretim maliyetlerini karşılaması noktasında hâlâ bazı soru işaretleri taşıyor.
ÇAYKUR tarafından yapılan açıklamaya göre 2025 yaş çay alım fiyatı kilogram başına 15,5 TL olarak duyuruldu. Geçtiğimiz yıla oranla yüzde 12 oranında bir artışa işaret eden bu fiyat, yaş çay üreticileri için bir nebze olsun rahatlama sinyali veriyor. Fakat artan girdi maliyetleri, gübre, işçilik ve nakliye masraflarındaki yükselişlerin hâlâ üreticiler üzerinde baskı oluşturduğu belirtiliyor. Bu durum, çiftçilerin gerçekten kâr marjına sahip olup olmayacaklarına dair bir endişe yaratıyor.
Hasat sezonunun başlamasıyla birlikte tüccar ve üreticiler arasında başlayan pazarlıklar, yeni fiyatların çerçevesinde şekilleniyor. Üreticiler, devletin açıkladığı taban fiyatın altında alım yapılmasını engellemek adına sıkı takip ve denetim mekanizmalarının işletilmesini talep ediyor. Öte yandan, ÇAYKUR’un yaş çayın alımındaki öncülüğü ve devlet garantisi, çiftçilere güven sağlamakta ancak piyasa koşullarında yaşanan dalgalanmalar hâlen etkisini sürdürüyor.
Doğu Karadeniz’de yaş çay üretimi, bölgenin sosyal ve ekonomik yapısında kritik bir yere sahip. Özellikle küçük aile işletmelerinin ağırlıkta olduğu bu sektörde, üreticilerin gelirine yönelik yapılan düzenlemeler bölge nüfusunun yaşam kalitesini doğrudan etkiliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın fiyat belirlerken üreticilerin geçim koşullarını dikkate alması, uzun vadede üretimin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor.
Geçen yıllara kıyasla açıklanan yeni fiyat, çiftçiler nezdinde umut verici olarak değerlendirilirken, artan maliyetler ve iklim değişikliklerinin getirdiği belirsizlikler üreticileri hâlâ zorluyor. Örneğin, çay bitkisinin verimliliğini etkileyen iklim faktörleri, ürün kalitesinin dalgalanmasına neden olabiliyor ki bu da fiyatlandırmada önemli bir unsuru oluşturuyor. Üreticilerin sadece fiyat artışına değil, aynı zamanda daha sağlıklı bir yetiştirme ortamına da ihtiyaç duyduğu gözleniyor.
Ekonomi uzmanlarının değerlendirmelerine bakıldığında, yaş çay taban fiyatının artırılması bölge ekonomisi için olumlu ancak yetersiz bir adım olarak yorumlanıyor. Özellikle köylerden şehirlere göçün önüne geçmek ve genç nüfusu üretime entegre etmek adına daha kapsamlı politikaların geliştirilmesi öneriliyor. Tarım alanında yapılacak yatırımlar ve çiftçiye yönelik destek programlarının artırılması, yaş çay üretiminin artırılması ve kalite standartlarının yükseltilmesi açısından hayati görülüyor.
Bölgedeki sivil toplum kuruluşları ve üretici birlikleri de yeni fiyat açıklamasını yakından takip etti. Açıklanan taban fiyatın üreticilerin maliyetlerini karşılaması ve onları piyasa dalgalanmalarından koruması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca bu kuruluşlar, çay üretiminin yalnızca ekonomik değil kültürel bir miras olduğunu ve toprağın sürdürülebilir yönetimiyle gelecek nesillere aktarmak zorunda olunduğunu dile getiriyor.
Çay üreticileri arasında ise fiyatların hem üretimi teşvik edecek hem de ekonomik baskıları hafifletecek düzeyde olması gerekliliği üzerinde duruluyor. Üreticiler, yıllardır artan maliyetlere rağmen düşük fiyatlarla karşı karşıya kalmalarından dolayı yaşadıkları sıkıntıları dile getiriyor. Bu yıl pozitif bir adım atan devlet politikasının ilerleyen yıllarda da aynı kararlılıkla devam etmesini ümitle bekliyorlar.
Sonuç olarak, Doğu Karadeniz’in yaşam kaynağı yaş çay, 2025 yılı için açıklanan yeni taban fiyatlarla hem üreticilere bir nefes aldırıyor hem de bölgede tarımsal üretimin sürdürülebilirliği hususunda önemli sinyaller veriyor. Ancak fiyat artışının yeterliliği, maliyetler ve iklim değişikliği gibi dış faktörler, yaş çay üreticilerinin karşı karşıya olduğu zorlukların boyutunu belirlemeye devam edecek. Uzun vadede yapılacak yapısal reformlar ve desteklerle bu kıymetli sektörün daha parlak bir geleceğe ulaşması mümkün olacaktır.