İstanbul’da su tüketim maliyetlerinde önemli bir artış yaşanacak. 2025 yılı itibarıyla yürürlüğe giren yeni su tarifeleri, İSKİ’nin önerisi doğrultusunda İBB Meclisi’nde oy çokluğuyla kabul edildi. Yapılan düzenlemeyle birlikte konut ve iş yerlerinde su fiyatlarına yüzde 10 oranında zam yapıldı. Bu karar, şehirde su kullanımının her geçen gün önem kazandığı dönemde, tüketicilerin bütçesini yeniden şekillendirecek ekonomik bir hamle olarak değerlendiriliyor. İSKİ, artan maliyetler ve altyapı yatırımları gerekçesiyle zam talebinde bulunurken, bu talebin kabul edilmesi suyun hayatımızdaki vazgeçilmez yerini bir kere daha gözler önüne serdi.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde gerçekleştirilen İSKİ Genel Kurulu toplantısında, 2025 yılı için su tarifelerinde yapılması planlanan değişiklikler tartışıldı. Plan ve Bütçe ile Tarife Komisyonları tarafından hazırlanan raporların ardından meclise sunulan yüzde 10 zam önerisi, detaylı bir değerlendirmeye tabi tutuldu. Komisyonların görüşleri doğrultusunda su fiyatlarındaki artışın şehre daha iyi hizmet sunulması için gerekli olduğu ifade edilirken, tartışmalar bazı üyeler arasında farklı yaklaşımların ortaya çıkmasına neden oldu. Nihayetinde söz konusu değişiklik oy çokluğuyla kabul edilerek yürürlüğe girdi.
Yeni tarifelerle birlikte İstanbul’da birim su fiyatları konut ve ticari alanlarda farklı oranlarda uygulanacak olsa da genel artış yüzde 10 seviyesinde kalıyor. Bu artışla hem bireysel kullanıcılar hem de işletmeler su faturalarında belirgin bir yükselişe tanıklık edecek. Özellikle son yıllarda döviz kuru ve enerji maliyetlerindeki dalgalanmalar suyun maliyet yapısını önemli ölçüde değiştirmişti. Bu kapsamda İSKİ yetkilileri, altyapı yenileme, arıtma tesislerinin modernizasyonu ve su kayıp-kaçaklarının azaltılması için yapılan harcamaların sürdürülebilirliği adına fiyat artışının zorunlu olduğunu belirtti.
Tüketiciler ise yeni su tarifelerinin hayat pahalılığına ek bir yük getireceği endişesiyle karışık tepkiler veriyor. Özellikle dar gelirli hanehalklarında böyle bir zam haberinin cüzdanları zorlayacağı söylenebilir. İstanbul gibi büyük bir metropolde su, temel ihtiyaçlar arasında yer almakla birlikte aynı zamanda ekonomik faaliyetlerin devamlılığı için de vazgeçilmez. Ancak su tüketim maliyetinin artması, bazı kesimlerde tasarruf önlemlerini gündeme getirecek. Vatandaşların da belediye ve İSKİ’den suyun verimli kullanılması ve israfın önlenmesi konularında daha fazla bilinçlendirme çalışmaları beklediği görülüyor.
Kentte suyun fiyatlandırılması uzun süredir karmaşık bir konu olarak gündemde. Suyun sadece tüketim bedeli değil, aynı zamanda altyapı yatırımları, bakım-onarım harcamaları ve çevresel faktörler gibi pek çok unsuru içinde barındırması, zam taleplerini kaçınılmaz kılıyor. Uzun vadede İstanbul’un su kaynaklarının sürdürülebilirliği için bu tür artışlar ne yazık ki gerekli görülüyor. Ancak artış oranının halkın karşılayabileceği seviyede tutulması ve sosyal destek mekanizmalarının devreye alınması da önem taşıyor. Bu bağlamda İBB ve İSKİ’nin önümüzdeki dönemde alternatif su tasarrufu modelleri ve destek programları geliştirmesi bekleniyor.
Öte yandan, su fiyatlarının artırılmasının enflasyon üzerindeki etkileri de ekonomi çevrelerinde tartışılıyor. Su, temel tüketim kalemlerinden biri olduğu için fiyatındaki artış, zincirleme olarak diğer sektörlerde maliyet yükselişine neden olabilir. Gıda sektörü, temizlik hizmetleri ve sanayi kullanımları dolayısıyla su fiyatlarındaki değişimlerin ekonomiye yansımaları yakından izlenmelidir. Bu anlamda yapılan yüzde 10’luk zam, doğrudan tüketici fiyatları endeksini etkileyebilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
2025 su tarifesiyle ilgili alınan kararın ardından İSKİ, yeni fiyat listelerini kamuoyu ile paylaşarak, farklı kullanım dilimlerine göre fiyat tablosunu ayrıntılı şekilde açıkladı. Faturaların hesaplanmasında kullanılan oranların ve tarifelerin şeffaflığı vatandaşın güvenini artıracak nitelikte. İSKİ, bu süreçte vatandaşın bilgilendirilmesi adına çeşitli bilgilendirme kampanyaları yapmayı planlıyor. Böylece hem su tasarrufu alışkanlıklarının yerleşmesi hem de artışın gerekçelerinin daha iyi anlaşılması hedefleniyor.
Ancak bazı uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları, suya yapılan zam oranının yetersiz olduğu görüşünde. Altyapı yatırımları ve su kaynaklarının korunması adına daha yüksek artışların yapılması gerektiğini savunan bu görüşler, kamu yararını öncelikli görürken aynı zamanda sosyal adaletin nasıl korunacağı konusunda soru işaretleri oluşturuyor. Zammın neden olduğu mali yüke karşı daha hedefe yönelik ve gelir adaletsizliğini dikkate alan destek mekanizmalarının geliştirilmesi ise kritik önem taşıyor.
İstanbul’da su fiyatlarındaki artış, uzun vadeli su kaynakları yönetimi açısından da bir dönüm noktası olarak görülmelidir. Kuraklık ve iklim değişikliği gibi faktörlerin su temini üzerindeki baskısı artarken, İstanbul gibi megakentlerin suyu hem kaliteli hem de sürdürülebilir şekilde sağlaması gerekmektedir. Bu nedenle, zamlara ek olarak altyapı yatırımlarının artırılması, teknolojinin kullanımı ve su tasarrufunun teşvik edilmesi gerekiyor. Yeni tarifeler bu büyük resmi tamamlayan önemli bir adım olarak değerlendirilebilir.
Sonuç olarak, İstanbul’da 2025 yılına özel su tarifelerindeki bu artış, hem tüketicilerin hem de kurumların dikkatle izlemesi gereken önemli bir gelişmedir. Ekonomik olarak zorlu bir dönemden geçen halk için ilave mali yük oluşturacak bu zam, aynı zamanda şehrin su güvenliği ve altyapı yatırımları için de bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor. Vatandaşların haklı endişelerini dikkate alan şeffaf ve adaletli su yönetimi politikalarının geliştirilmesi ise önümüzdeki dönem için hayati önem taşıyor.
Diğer yandan, suya yapılan zammın kamuoyunda ve sosyal medyada geniş yankı bulması bekleniyor. Sosyal medya paylaşımları ve vatandaşların geri bildirimleri, İBB ve İSKİ için önemli bir geri bildirim olacaktır. Bu sayede, alınan kararların toplumun dengelerini bozmayacak şekilde revize edilmesi veya destek programlarının hayata geçirilmesi mümkün olabilir. Bu bağlamda, tüketicilerin tepkileri ve talep ettiği çözümler yakından izlenecek.
İstanbul’da su fiyatlarının artırılmasıyla birlikte, gelecekte benzer zamların daha sık gündeme gelebileceği öngörülüyor. Bu durum, suyun ekonomik değerinin ve yönetiminin merkezi bir politika olarak ele alınması gerekliliğini gündeme getiriyor. Hem vatandaş hem de yönetimler açısından sürdürülebilir su kullanımı için birlikte hareket etmek elzemdir. Böylece İstanbul, hem bugün hem de yarın için güvenli suya erişimini garanti altına alabilir.
